Mittwoch, 21. November 2012

Diyar-ı Rum


Yine Heybeli Ada'da kapalı bulmuşlar seni.
Saçların kırılmış, buz gibi sulardan çıkmış ellerin. 
Hangi meleğe dua etmişse gözlerin,
Belli ki girdiğimiz günahı yummuş kirpiklerin.
Kurtuluşunu miras bırakıp uçmuşsun Diyar-ı Rum'dan,
Kaç aşka güvercin kanı bulaştırmışsın Fener'de... 
Sen uyurken yeminimden astılar beni Hipokrat Ağacına
Kıyılarım yaşlandı, binip gelemedim o çocuk dalgaya
Ayak bileklerinden kimler öptüyse Manastır'da,
Bütün mezhepler şarap içmiş Üzüm ayında
Güneş saklıyor kokunu, sabahlar hep yanık
Bir Aziz'in sesinden dinledim seni bu pazar da. 
Belki de sen olmadığın için İstanbul biraz eksik
Çünkü sendin "O" bıraktığım Eleni, surların ardında...

inankdemir


Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen