Mittwoch, 26. September 2012

Bir Görseydik Hâlimizi!















Çok yollu, çok seçenekliydi... 
Ben önce seni seçtim.
Tam anlamıyla yolun ortasında durdu beraberliğimiz. 
Valiz içinde nefessiz kaldı eşyalarımız, birlikte tozlanamadık biz. 
Gelecekte dönmek vardı belki ama ben gitmeyi senin geçmişinden öğrendim... 

Çocukların saklambaç oynadığı şeffaf bir mahallenin girişinde terk edilmiş,
ahşap evlerin kapısında sakladım gözlerini uzun bir süre. 
İçime çektiğim dağlar bile yer değiştirdi o vakit. 
Huzura meydan okuyan kara bulutların seyrine bıraktın sen bizi; viraneydi sonumuz. 
Çırakları bırak, ustalar bile çivi çakamadı duvarlarımıza... 
Keşke çocuklara emanet etmeseydik hâlimizi! 

Kalbim büyücülerin iğneli sabunlarında mıhlanmış, 
saç tellerinden kan dolaşımını sağlıyor bütün kötülükler. 
Ayda bekletiyorlar ve sen hala aydınlatamıyorsun bizi. 
Kalabalık meydanlarda buluşuyor artık sevgililer daha kolay ve daha çıplak harcanmak için. 
Bizim sevişmeyi düşlediğimiz o küvette üzüm eziyor şimdilerde aşıklar,
aynadan izliyorum da hepsi sarhoş...
Keşke ayılmadan bir görseydik hâlimizi!

inankdemir

Gelme...











Gelme...
Bize doğru atacağın her adım incitir ayak bileklerini
Sensizliğin mesafesi bana hep daha yakın.
Eğer gelirsen bir gün unutursun yürümeyi
Bana yetişirsin belki ama kendinden kaçamazsın.
Gözlerini yüzüme taşıma sakın
Sokakta kalır ellerin, dokunamazsın.
Sonra sev, şimdi sevme beni
Kötü alışkanlıkların olur,
Mesela başlarsın sigaraya
Bırakamazsın…

inankdemir