Donnerstag, 30. Mai 2013

İstanbul Gibi


Şimdi Boğaz'dan bir balıkçı sandalına bin öyle gel. 
Sensiz her gemiyi yakıyorum. Beyoğlu da sana küs. 
Sabaha karşı dertleştik biraz. 
İstanbul gibi sev beni, sarıl bana. Darılıyorum...

Ayasofya'da bir rahibenin ibadeti gibi atıyor sana kalbim. 
Çırağan'ın ihtişamıyla büyütüyorum o çocuğu içimde. 
Ellerin cebinde dalgın yürürken, gözlerin Galata'yı seyrediyordur şimdi. 
İstanbul gibi bak bana, gör beni. Kıskanıyorum...

Cihangir'de eski bir Rum evi gibi yüreğin Arnavut kaldırımları gibi döşenmis hatıralarınla ne de güzel nefes alıyorsun. Teşvikiye'de kırıtıyor şehrin bütün zillileri. 
Hissediyorum içinden gülüp geçiyorsun. 
İstanbul gibi öp beni, sar beni. Özlüyorum...

Kalbimi söküp çıkardım içimden, saldım köprüye. İnanmayacaksın ama trafik felç oldu o vakit. Kalabalıklar arasında ya kaybedersem seni? 
İstanbul büyük biliyorsun. 
Sen gidersen atlarım köprüden, yutar beni Boğaziçi.
İstanbul gibi sev beni, sarıl bana. Alınıyorum...


inankdemir

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen